Yayınlanma Tarihi: 26/11/2021 |5,3 min read |

Bir İnsanlık Meselesi: Cimri

Cimri oyunu ünlü komedi yazarı Moliere’nin en bilinen oyunları arasında. İlk defa 1668 senesinde Palais Royale’de sahnelenen Cimri oyun konusu olarak 17. yüzyılda burjuvasının akıl almaz para tutkusunu ele alıyor.

Oyunun Türkiye’de sevilen birçok sahnelenmesi bulunuyor. Öyle ki Semaver Kumpanya, Cimri oyununu dört sezondur sahneliyor. Serkan Keskin, Metin Alpargun, Cansu Saka, Hakan Atalay, Onur Yalçınkaya, Sezin Bozacı, Ezgi Ulusoy Tamer, Onur Şenol, Ahmet Kaynak, Selen Şenay, Uğur Senkeri, Saniye Samra’nın oynadığı Semaver Kumpanya’nın Cimri oyununun yönetmeni ise Tansu Biçer.

Cimri oyunu ele aldığı konu bakımından evrensel bir konuma sahip denilebilir. Para hırsını yaşamlarının merkezine alan ve bunun uğruna insani değerli hiçe sayan oyundaki karakterler Moliere’nin hiciv becerisiyle başarılı şekilde sahneye taşınıyor. Moliere’nin Paris burjuvasına getirdiği eleştiri sadece Fransız toplumunu değil, dünyadaki birçok kesimi yansıtması itibariyle oyun, Fransa dışında birçok ülkede beğeni topladı ve halen sahnelenmeye devam ediyor.

Görsel Kaynak: http://www.semaverkumpanya.com

 

Cimri Oyunundan Tiradlar

 Cimri oyun konusu ve karakterleri bakımından tiyatroda önemli bir yere sahip. Bu anlamda konservatuara hazırlanan oyuncu adayları da tercihlerini Cimri oyunundaki tiradlardan yana kullanmak isteyebilir. İşte Cimri oyunundan bazı tiradlar…

  • Harpagon, Cimri oyunu karakterleri arasında en bilineni. Harpagon’un ünlü “hırsız var’” tiradı ise oyunculuk sınavlarında yaygın olarak tercih edilen bir tirat.

HARPAGON – Yetişin! Hırsız var! Yakalayın! Adam öldürüyorlar! Can kurtaran yok mu? Hak, adalet nerede? Allah yok mu? Vurdular! Canımı aldılar! Gırtlağımı kestiler! Paramı çaldılar, paramı! Kim aldı, kim? Ne oldu? Nerede? Nereye saklandı? Ne yapayım? Nasıl bulayım? Nereye koşayım? Nereye koşmayayım? Şurada mı acaba? Burada mı yoksa? Kim o? Dur! ( Kendi kolunu yakalar) Yakaladım. Ver paralarımı haydut! Eyvah! Benmişim yakaladığım. Neredeyim, bilmiyorum ki! Ben kimim? Ne yapıyorum? Bilmiyorum. Oldu bana olanlar! Param! Zavallı paracığım! Canım, sevgilim benim! Aldılar elimden seni! Sen olmayınca ben neye sığınırım artık, neyle avunur, neyle sevinirim? Her şey bitti benim için; dünyada yapacak işim kalmadı benim! Sensiz ne yaparım, nasıl yaşarım? Olacak şey mi?Yaptılar bana yapacaklarını! Dayanamam bu acıya, ölüyorum; öldüm,gömdüler beni! Diriltmek isteyen yok mu beni; versin paracıklarımı geri, ya da kimin aldığını söylesin. Ne var? Ne diyorsunuz? Kimse yokmuş. Bu işi yapan bir hayli pusuda beklemiş, fırsat kollamış olmalı; ben tam o yezit oğlumla konuşurken yapmış yapacağını. Haydi durma git. Git adalete baş vur; sorguya çektir bütün evi: Hizmetçi kadınları, uşakları, oğlunu, kızını, hatta kendini, kendini bile!

(Seyirciyi işaret ederek)

Nedir bu kalabalık? Ne diye toplanmışlar buraya? Kimin yüzüne baksam kuşku sarıyor içimi? Hepsi hırsızmış gibi geliyor bana. Ne o? Ne konuşuyorlar orada? Hırsız mı görmüşler? Nedir o yukarda ki gürültü? Hırsız orada mı yoksa? Ne olur, söylesin bir gören varsa, Allah rızası için söylesin! Aranızda mı saklı orada? Hepsi bana bakıp bakıp gülüyor. Görürsünüz hepsinin parmağı var bu hırsızlıkta. Haydi gelsin çabuk jandarmalar, polisler, tüfekler, hakimler, mahkemeler, işkenceler, darağaçları, cellatlar! Astıracağım, bütün dünyayı astıracağım. Yine de paramı bulamazsam kendi kendimi asacağım!

Görsel Kaynak: http://www.semaverkumpanya.com/

  • Cimri oyunu karakterleri arasında en dikkat çekenlerden biri de Frosine. Entrikacı kişiliği ve çöpçatan rolüyle Frosine, oyunda önemli bir yere sahip.

FROSINE – Elbette ya. Bir kere bu kız yemez içmez soyundan; öyle yetiştirilmiş. Salata, süt, peynir ve patatesle yaşamaya alışmış. Başka bir kadının isteyeceği güzel sofraları, tavuk suyu çorbalarını, bilmem ne şuruplarını, bahar mahar gibi şeyleri istemez. Ne demektir bu? Bütün bunlar yılda en azından üç bin lira tutmaz mı?.. Tutar. Bundan başka kız pek sade giyinmeye meraklı. Cafcaflı urbalara, inciye, elmasa, gösterişli mobilyalara hiç düşkünlüğü yok bunca eşi, benzeri gibi. Bu ıvır zıvırın da yılda dört bin lirası vardır elbet. Üstelik bu kızda kumara karşı görülmedik bir tiksinme var; bugünlerde nerede böyle kadın? Bizim semtte bir kadın biliyorum; yirmi bin lira verdi bu yıl kumarda. Ama biz dörtte birini alalım bunun… Yılda beş bin lira oyundan, dört bin lira giyim kuşamdan, etti mi dokuz bin? Bin lira da boğazdan dersek ne eder?.. Yılda tam on iki bin lira değil mi?

  • Harpago’nun yardımcısı ve Elise’nin aşığı Valere’nin hikayesi Cimri oyunundaki beklenmedik olaylardan biri.

VALÈRE – Bunun için neler yaptığımı görüyorsun. Hizmetine girebilmek için az mı şeytanca yarandım ona? Takınmadığım surat, dökmediğim dil mi kaldı hoşuna gitmek için? Maymuna dönüyorum her gün, sevdireyim diye kendimi. Ama bir hayli ilerledim bu yolda. Bakıyorum da, insanları kazanmak için en iyi çare onların sevdiklerini sever görünmek, doğru dediklerine doğru demek, kusurlarını övmek, her yaptıklarını alkışlamak. Yaranacak mısın, aşırı gitmekten hiç korkma. Yalan söylediğin istediği kadar belli olsun, suratından aksın, en zeki insanlar bile kanıveriyorlar dalkavukluğa. Pöhpöhü bastınız mı, en gülünç, en yüzsüzce Söylenmiş sözleri bile yutuyorlar. Bu benim yaptığım işte insan dürüstlüğünü yitiriyor biraz; ama insanlara muhtaç oldunuz mu, uymak zorundasınız onlara. Onları başka yoldan kazanmıyorsa insan, kabahat pöhpöhleyende değil, pöhpöh isteyende.

Paylaş!