Az sözcükle çok şey anlatan kısa oyunlar
Tiyatro denildiği zaman akla birçok sahnesi olan sayfalarca metinler geliyor. Ancak öyle kısa oyunlar var ki anlatmak istediğini birkaç sayfayla ve bir elin parmağını geçmeyen sahneleriyle de verebiliyor. Dramdan komediye, absürt örneklerden skeçlere kadar birçok başarılı örneği bulunan popüler kısa tiyatro metinlerine göz atalım…
KLASİKLEŞEN KISA OYUNLAR
Bir Evlenme Teklifi – Anton Çehov
Anton Pavloviç Çehov’un tek perdelik komedi oyunu olan Bir Evlenme Teklifi, günümüzde en çok sahnelenen kısa oyunlardan biri. Devlet tiyatroları, şehir tiyatroları, özel tiyatrolar, üniversite toplulukları ve amatör ekiplerce de defalarca sahnelenen bu kısa oyun, Çehov’un diğer kısa oyunlarından Ayı ve Tütünün Zararları ile birlikte üçleme olarak da sahnelenebiliyor.
Bir Evlenme Teklifi’nin özetine gelince… İvan Vasilyeviç Lomof, komşusu Stepan Stepanoviç Çubukof’un kızı Natalya’ya evlenme teklifi etmek istiyor. Bu durumdan hayli memnun olan Çubukof, hemen kızını çağırıyor ve süreci hızlandırmak istiyor. Ancak işler tam da istenildiği gibi gitmiyor. Gelin adayı ve damat adayı arasındaki tartışma ve inatlaşma bitmek bilmiyor. Oyunun sonunda da Natalya evlenme teklifini kabul etmiş olsa da başka bir tartışma daha açılıyor ve oyun tam o noktada son buluyor. Rus toplumundaki evliliğe bakışı eleştiren bu oyun, anlaşmazlıklar ve inatlaşmalarla izleyicileri güldürmeyi başarıyor.
Anton Çehov, 19’uncu yüzyıl Rus Edebiyatının en büyük isimlerinden biri. Yazdığı oyunlarda genellikle gündelik yaşamın çarpıklığını eleştirel bir dille ifade ediyor. Durum komedisi ya da satirik komedi olarak kabul edilen birçok oyunu, oyunların yazıldığı döneme adeta bir ayna tutuyor.
Ağzı Çiçekli Adam – Luigi Pirandello
Luigi Pirandello’nun 1922 yılında yazdığı bu tek perdelik, iki kişilik kısa oyunu dram türüne iyi bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Ağzı Çiçekli Adam, vazgeçmenin ve değişmenin köklü bir hikayesi. Adam ve sessiz bir müşterinin yollarının bir istasyonda kesişmesiyle hayat hikayelerine tanık olduğumuz bir yaşam kesitini anlatıyor oyun. Sessiz müşteri kendi sıkıntılarını anlattıktan sonra, adam kendi hikayesini anlatmaya başlıyor. Yakalandığı ölümcül hastalığın göstergesi olan ağzının kenarındaki yarayı göstererek meşhur tiradına başlıyor… “Ölüm, garip, iğrenç, korkunç bir böcek olsa ve yoldan geçen birinin yakasına konsa. Siz de onu görseniz. Yolda durdurup: ‘Affedersiniz, müsaade eder misiniz? Yolunuzu kestim ama üzerinize ölüm konmuş’ demez misiniz?”
Nobel ödüllü İtalyan yazar Luigi Pirandello, günlük yaşantının zorluklarına ve acılarına oyunlarında sık sık yer veriyor. Karakterlerine büyük olaylar yaşatmak yerine kendi hayatında da tanık olduğu sıkıntıları yaşatıyor. Gerçekçi tarzda yazdığı oyunlarının içerisinde pesimist bir hava bulunuyor. Pirandello’nun Sicilya Turunçları ve Aptal adlarında diğer kısa tiyatro oyunları da en az Ağzı Çiçekli Adam kadar popüler.
Yalnız Kadın – Dario Fo ve Franco Rame
Dario Fo ve eşi Franco Rame tarafından yazılan Kadın Oyunları, içerisinde onlarca kadın hikayesine yer veriyor. Yalnız Kadın da bu hikayelerden biri. Tek kişilik tiyatro örneklerinden biri olan bu kısa oyun, tek bir kadının monoloğuna dayalı. Kara mizah türündeki oyunda kocasından şiddet gören, kimliğini, kadınlığını keşfedememiş, evde sürekli kilitli bırakılan yalnız bir kadın anlatılıyor. Yalnız kadın Maria, karşı apartmana yeni taşınmış komşusuyla, kimi zaman güldüren, kimi zaman düşündüren, trajikomik sohbetini anlatan oyun, okuyucuların yalnızlık üzerine derin düşüncelere dalmasına sebep oluyor.
1997’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Dario Fo’nun güncel sorunlara dayanan oyunlarının temelinde “commedia dell’Arte” etkileri görmek mümkün. Yalnız Kadın, genellikle Uyanış ve Bir Ana hikâyeleriyle birlikte sahneleniyor.
ABSÜRT TARZDA ÖRNEKLER

Samuel Beckett’in bazı kısa oyunlarında söz yok.
Geliş ve Gidiş – Samuel Beckett
Absürt tiyatronun en önemli isimlerinden Samuel Beckett, sade ve minimalist türde oyunlar yazmıştır. Deneysel olarak tanımlanan eserlerinde, insanların durumunu hiççi ve kötümser bir noktadan ele alıyor. Modern insanın yoksunluğunu tema alan oyunlarını kara mizahla süsleyen Samuel Beckett, 29 kısa tiyatro metni yazarak kısa oyunların aranan ismi olmuştur. En çok sahnelenen kısa oyunları arasında Sözsüz Oyun 1, Sözsüz Oyun 2, Oyun, Geliş ve Gidiş, Adımlar ve Felaket bulunuyor.
En çok dikkat çeken kısa oyunlarından Geliş ve Gidiş kısa oyununun metninde yalnızca 127 sözcük bulunuyor. Oyunun repliklerinden çok yazarın notlarının yer aldığı oyun metninde, Beckett’in tarzına uygun bir şekilde sahne talimatları detaylarıyla aktarılıyor. Oyuncuların konumundan sahnelenme biçimine, hareketlerin matematiğinden ritmine kadar pek çok detaya yer veriliyor. Geliş ve Gidiş oyununda Ru, Flo ve Vi yanyana oturuyorlar. Havadan sudan anlamsız sohbetlerinin ardından aralarından biri kalkıp gidiyor ve kalan iki kişi giden kişi hakkında konuşuyor. Bu döngü her biri yerinden kalkana kadar sürüyor. Sonrasında üç karakter de el ele tutuşuyor ve Flo’nun “yüzükleri hissedebiliyorum” cümlesiyle oyun son buluyor.
Gişe – Jean Tardieu
İkinci dünya savaşından önce şair olarak tanınan Jean Tardieu, absürt türde yazdığı oyunlarla tanınıyor. En çok ses getiren oyunlarının başında Gişe oyunu yer alıyor. Kafkaesk bir tarzda olan bu oyun, bürokrasi eleştirisi ve ölüm metaforunu iç içe geçiriyor. Oyun, yolcunun birinin tren saati sormak üzere danışma bürosuna gelmesiyle başlıyor. Sonrasında gişe memuru tarafından yaşamıyla ilgili katı sorgulamalara tabi tutulan yolcunun çaresizliğine tanık oluyoruz. Kara mizahla yoğrulan diyaloglar, oyunun sonunda yolcunun gişe memurunun el falına bakarak söylediği üzere ölmesiyle sonuçlanıyor. Jean Tardieu’nun Gişe dışındaki kısa oyunlarından bazıları ise şöyle: Kim Var Orada?, Gereksiz Nezaket, Gecenin Takdisi ve Makine.
TÜRKİYE’DEN ÖRNEKLER

Ülkemiz de kısa oyunlar ve skeçler açısından oldukça zengin.
Bir İshak’sın Bir Cemil – Yılmaz Erdoğan
Yılmaz Erdoğan’ın Bir İshak’sın Bir Cemil oyunu biri siyasi biri adli suçtan tutuklu iki kişinin aynı koğuşta geçen diyaloglarından oluşan bir kısa oyun. Oyunda İshak, Cemil ve gardiyan dışında başka bir karakter bulunmuyor. İshak’ın naifliği, saflığı ve temizliğiyle Cemil’in bilgeliği, okumuşluğunun oyunun başlarında çalışması, bizleri hem güldüren hem de duygulandıran bir oyunun içerisine çekiyor. Sonrasında Cemil ve İshak arasındaki dostluk büyürken, İshak’ın gardiyan tarafından idama götürülmesiyle oyun son buluyor.
Yılmaz Erdoğan’ın tek kısa oyunu bu değil. Yılmaz Erdoğan’ın 1994 tarihinde yazdığı Kadınlık Bizde Kalsın isimli iki perdelik oyununda; Pazarlamacı, Ben Dönmek İstiyorum Doktor, En Büyük Asker Bizim Asker, Asker Kızlar, Açık Oturum, Hezarfen Ahmet Çelebi Niye Uçtu?, Sevim Taşan Benim gibi birbirinden bağımsız tiyatro skeçleri bulunuyor.
Bir Kadın İçin Düet – Aziz Nesin
Aziz Nesin’in 1979 yılında yazdığı Bir Kadın İçin Düet oyunu, dul bir kadının yalnızlığını anlatıyor. Tek perdelik dram türünde yazılan bu kısa oyunda iki kadın karakteri bulunuyor. Ancak bu iki kadın karakteri aslında tek bir kadının iç sesi şeklinde bütünleşmiş durumda. Yabancı kadın ve ev sahibi olarak adlandırılan bu kadınlar, dul bir kadının hayal dünyasında kayboluşunu anlatıyor aslında. Ev sahibi olan kadın, kocasının çalışma aşkı yüzünden yalnızlığa itilmiş ve birlikteyken hiç mutlu olmamasına rağmen kocası öldükten sonra bile her gece eve geldiğine kendisini inandırıyor. Bir gün yabancı bir kadın çıkageliyor, kocasını tanıdığını ve onunla görüşmek istediğini söylüyor. Daha sonra iki kadın arasında oluşan kıskançlık birbirine içlerini dökmeleriyle farklı bir hal alıyor. Oyun her iki kadının “O yaşarken ölmüştü” sözleriyle son buluyor. Aziz Nesin’in diğer kısa oyunlarından birkaçı şöyle: Yaşasın Kavuniçi, Sen Gara Değilsin, Bir İnsanın Başı Üzerine Üç Sesli Üzünç.