Yayınlanma Tarihi: 16/10/2020 |16,5 min read |

Shakespeare’in en bilinen oyunları

Rönesans dönemi İngiliz tiyatrosunun en önemli isimlerinden William Shakespeare, yazdığı eserlerle döneminin ötesinde bir ün kazanmış adeta ölümsüzleşmiştir. Ülkemizde de her yıl bir Shakespeare oyunu ya da uyarlaması çeşitli tiyatro topluluklarınca oynanıyor. İşte dillere destan olmuş, sahnelerin vazgeçilmezi popüler Shakespeare oyunları….

“Olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu!” cümlesine pek çoğumuz aşinayız. Yüzyıllar öncesinden kalan pek çok repliği, şiiri ve soneleriyle günümüzde hâlâ oldukça popüler. Kesin olmamakla birlikte William Shakespeare’in doğum tarihi 1564 olarak kabul ediliyor. Kariyerine komedi ve tarihi oyunlar yazarak başlayan Shakespeare, sonrasında günümüzde de en çok bilinen oyunları Hamlet, Othello, Macbeth ve Komeal Lear gibi tragedya türünde pek çok oyun yazdı. Ölümüne kadar geçen sürede 34 oyun, 154 sone ve iki şiir literatüre kazandırdı. Oyunlarındaki sağlam kurgu, çağın ötesindeki konuları ve karakterlerin derinlikleriyle fark yaratan Shakespeare, insanı bütün duygu durumlarıyla ve gerçekliği ile ifade edebilme yeteneğiyle ölümsüzleştirdi.

Shakespeare eserlerine baktığımızda; pek çok oyununda karakterlerin psikolojik tahlillerinin çok iyi yapılmış olması, oyunlarının gerçekçiliğini artırıyor ve okuyan ya da izleyendeki katharsis duygusunu üst düzeye çıkarıyor. İşte mutlaka bilinmesi gereken Shakespeare oyunları ve özetleri…

 Hamlet Özeti

Shakespeare’nin oyunları arasında kuşkusuz en çok dikkat çekeni Hamlet. Yalnızca İngiltere’de değil, bütün dünyada en çok sahnelenen oyunlar arasında yer alıyor. 1599 -1601 yılları arasında yazıldığı tahmin edilen Hamlet, intikamı konu alan bir trajedi. İnsan psikolojisini bütün derinlikleriyle işleyen oyunda keder, ihanet, öfke, gazap, ahlaksızlık ve delilik gibi kavramlar da genişçe yer buluyor. Öyle ki oyunda Hamlet karakterinin tek başına pek çok duygu değişimi geçirdiğine tanık oluyoruz.

Oyundan meşhur bir tiratla Hamlet’i biraz daha tanıyalım: “Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel. Zalim kaderin yumruklarına, oklarına. Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter! demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, çektiği bütün kahırlar insanoğlunun….”

Oyunun konusuna gelince… Danimarka kralı Cladius, tahta kardeşi Kral Hamlet’i öldürerek çıkıyor. Bununla birlikte Kral Hamlet’in karısı Kraliçe Gertrude’yle de evleniyor. Hamlet babasının katilinin amcası olduğunu bilmiyor ancak sonrasında babasının hayaletiyle karşılaşıyor ve gerçeği öğreniyor. Ancak yine de hayaletin gerçeği söylediğinden şüphe duyuyor ve oyunlar oynamaya karar veriyor. Bu sırada Cladius’a yaranmak için kızı Ophelia ile Hamlet’i evlendirmek isteyen Polonius, Hamlet’e ve krala yakınlaşıyor. Ancak Hamlet’in delirdiğini düşünen Polonius, Hamlet’i gizlice takip ediyor. Amcasının katil olup olmadığından emin olmak isteyen Hamlet, bir tiyatro oyunuyla babasının cinayetini canlandırıyor. Bu sırada canlandırmanın ortasında rahatsız olup giden Cladius, Hamlet’in şüphelerini haklı çıkarıyor. Hamlet Ophelia aşkı devam ederken, Hamlet’in garip davranışları herkes gibi Ophelia’yı da tedirgin ediyor ve meşhur manastır sahnesinde Hamlet Ophelia’ya bağırarak manastıra gitmesini söylüyor. Daha sonra Hamlet annesiyle konuştuğu sırada kapının arkasında saklanan kişinin Kral Cladius olduğunu düşünen Hamlet, kılıcıyla onu öldürüyor. Ancak öldürdüğü kişi Cladius değil Polonius olunca Polonius’un oğlu Leartes hem deliye dönen kardeşi Ophelia’nın hem de babasının intikamını almak için Hamlet’in karşısına düelloya çıkıyor. Kral Cladius, işini şansa bırakmamak için Leartes’in kılıcına zehir sürüyor ve Hamlet’e zehirli bir içecek hazırlıyor. Düello sırasında içkiyi yanlışlıkla Kraliçe Gertrude içiyor ve Hamlet zehirli kılıçla yaralanıyor. Dövüşün kızıştığı bir anda da zehirli kılıcı alan Hamlet hem Leartes’i hem de Kral Cladius’u öldürüyor. Ancak kendisi de zehirlendiğinden o da oracıkta ölüyor…

Shakespeare dünyanın en iyi oyun yazarları arasında gösteriliyor.

Romeo ve Juliet Özeti

Shakespeare’nin bir diğer ölümsüz oyunu Romeo ve Juliet, tam anlamıyla bir aşk trajedisi. Kavuşamadıkları için ölmeyi göze alan bu iki aşık, pek çok ülkede sahnelenmeye devam ediyor. Bu ölümsüz aşk hikayesi, tiyatro sahnelerinin yanı sıra 40’a yakın filmin ve 24’e yakın operanın da konusu olmayı başardı. Juliet’in meşhur tiradıyla bu aşk hikayesini daha yakından inceleyelim: “Ah, Romeo, Romeo! Neden Romeo’sun sen? İnkar et babanı, adını yadsı! Yapamazsan, yemin et sevdiğine vazgeçeyim olmaktan ben. Benim düşmanım olan adındır yalnızca. Sen sensin, Montague olmasan da. Hem Montague nedir ki? Ne eli bir erkeğin ne ayağı ne kolu ne yüzü ne de başka bir parçası. N’olur bir başka ad bul kendine. Adın ne değeri var? Şu gülün adı değişse bile kokmaz mı aynı güzellikte? Romeo, bırak at bu adı senin parçan olmayan. Bu ada karşılık al bütün varlığımı…” 

Romeo ve Juliet her ne kadar farklı uyarlamalar ve versiyonlarla karşımıza çıkmış olsa da kısaca klasik konusunu bilmekte fayda var. Verona’da başlayan bu büyük aşkın kahramanları Romeo ve Juliet iki düşman ailenin çocuklarıdır: Montegue ve Capulet… Rosaline adında bir kıza aşık olan Romeo, Capulet’in maskeli balosuna gizlice girerek Rosaline’i görmek istiyor ancak Juliet’i görmesiyle her şey değişiyor. Gerçek aşkın bu olduğunu anlayan Romeo meşhur balkon sahnesiyle Juliet’e açılıyor ve aşkına karşılık buluyor. Juliet’in dadısının aracılığıyla her gece görüşen çift sonunda gizlice evlenmeye karar veriyor. Romeo’nun baloya gizlice girdiğini öğrenen Juliet’in kuzeni Tybalt, Romeo’yu düelloya davet ediyor. Düelloya Romeo’nun yakın arkadaşı Mercuito giriyor ve düello sonucunda ölüyor. Acı içinde kalan Romeo, Tybalt’ı öldürüyor ve daha sonra sürgüne gönderiliyor. Bu sırada ailesi Juliet’i evlendirmek istiyor. Juliet, rahibin yönlendirmesiyle bir ilaç içip 42 saat boyunca uykuya girerek herkesi öldüğüne inandırıp Romeo’ya gitmek istiyor. Ancak olaylar planlandığı gibi gitmiyor. Juliet’in öldüğünü duyan Romeo kendini Juliet’in mezarının başında zehirliyor. Daha sonra rahip mezarlıkta Juliet’i uyandırıyor ancak Romeo’nun öldüğünü görüyorlar. Juliet’in de Romeo’yu öpüp kendisini öldürmesiyle bu ölümsüz aşk kavuşamadan son buluyor. Olaylar açıklığa kavuştuktan sonra da iki aile arasında barış sağlanıyor.

Macbeth Özeti

Shakespeare’nin bir diğer trajedisi Macbeth, en kısa oyunu. Ancak Macbeth’in hikayesi de diğer trajediler kadar etkili. Oyunun hikayesi aslında bir zamanların İskoç Kralı Mac Bethad hakkında yazılanlara dayanıyor. Shakespeare bu trajedisinde hırs, güç, iktidara düşkünlük ve ihanet konularını ele alıyor. Oyunun konusu kısaca aktarmaya Macbeth’in meşhur tiradıyla başlayalım öyleyse: “Yapmakla olup bitseydi bu iş, hemen yapardım, olup biterdi. Döktüğüm kanla akıp gitse her şey, bir vuruşta sonuna varılsa işin. Bir anda bu dünyayı olsun kazanıversen, zaman denizinin bir kumsalı olan bu dünyayı. Öbür dünyayı gözden çıkarır insan. Ama bu işlerin daha burada görülüyor hesabı. Verdiğimiz kanlı dersi alan gelip bize veriyor aldığı dersi. Doğruluğun şaşmaz eli bize sunuyor içine zehir döktüğümüz kupayı…”

Oyun üç cadının kehanetleriyle başlıyor. Macbeth ve arkadaşı Banquo gezinirken karşılarına çıkan bu üç cadı Macbeth’i farklı şekillerde selamlıyor. İlki Glamis Baronu Macbeth, ikincisi Crawdor Baronu Macbeth ve üçüncüsü de Kral Macbeth diyor… Macbeth ve Banquo bu kehanetlere bir anlam veremezken o sırada bir asker geliyor ve Macbeth’e Crawdor Baronluğuna yükseldiğini söylüyor. Bunun üzerine kehanetlerin gerçekleşeceğine olan inancı artan Macbeth, kral olmak için planlar yapmaya başlıyor. Durumu karısı Lady Macbeth ile paylaşmasının ardından karısının ısrarıyla Kral Duncan’ı öldürüyor. Uşaklar suçlanıyor ve Macbeth’in oyunuyla uşaklar katil ilan ediliyor. Kral Duncan’ın oğulları bu olaydan şüphe duyarak ülkeden kaçıyorlar. Sonrasında veliahtların da yokluğunda Macbeth kendisini İskoç Kralı ilan ediyor. Böylelikle kendisine söylenen kehanetler gerçekleşmiş oluyor. Ancak arkadaşı Banquo için de kralların kralı olacağı kehanetinden korkan Macbeth, arkadaşı Banquo’yu da öldürüyor. Daha sonrasında Banquo’nın hayaletiyle karşınca korkup cadıların yolunu tutuyor. Cadılar bu sefer Macduff’a dikkat etmesini, büyük Birman Ormanı’nın şatoya gelmediği sürece yenilmeyeceğini ve bir kadın tarafından doğrulan hiçbir insanın kendisine zarar veremeyeceğini öğrenerek rahatlıyor. Bunun üzerine Macduff’un şatosuna saldıran Macbeth, şatodaki herkesi öldürüyor ancak Macduff’u şatoda bulamıyor. Sonrasında Duncan’ın oğlu Malcolm ile birlikte Macduff topladığı orduyla saldırıya geçiyor. Birnam Ormanı’ndaki ağaçları keserek kendilerini kamufle ederek şatoya saldırıyorlar. Böylelikle kehanetlerden biri gerçekleşiyor. Bu sırada Lady Macbeth vicdan azabından çıldırıp ölüyor. Macbeth de Macduff ile karşılaşınca kehaneti anlatıyor ve ölmeyeceğini söylüyor. Ancak Macduff’ın “annemin karnından vakitsiz koparıldım” demesiyle bu kehanetin de gerçekleşeceğini anlayan Macbeth için iş işten geçiyor. Macduff’un Macbeth’i öldürmesiyle yeni İskoç Kralı tahtın asıl varisi Malcolm oluyor.

Shakespeare trajedilerindeki meşhur tiratlar pek çok oyuncunun vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.

Othello Özeti

Shakespeare’nin bu oyununda kıskançlık temasının ağır bastığını söylemek mümkün. Mağribî, zenci, orta yaşlı Othello ve Venedikli güzeller güzeli Desdemona’nın aşkı dillere destan. Ancak çeşitli manipulasyon ve yönlendirmelerle kıskançlık krizlerine giren Othello’nun dönüşümü oyunun en kritik noktası. Oysa ki oyunun ilk bölümlerinde Othello Desdemona aşkıyla ilgili Othello’nun şöyle bir tiradı var: “…büyücülükle suçlandığıma göre, anlatayım kızını hangi ilaçlar, hangi efsunlar, hangi büyü gücüyle elde ettiğimi. Yalvarırım size, Desdemona’ya haber salın. O söz etsin benden, önünde babasının. Onu dinledikten sonra yinede suçlu bulursanız beni, bana duyduğunuz güveni, verdiğiniz güveni… Geri almakla kalmayın, ölüm cezası verin. O gelinceye kadar, işlediğim günahları tanrıya açıklar gibi, hiçbir şey saklamadan anlatayım size. Nasıl tutuldum güzel Desdemona’ya. Ve o nasıl aşık oldu bana…”

Savaşlarda kahramanlıklarıyla halkın sevgisini kazanan komutan Othello, Desdemona’ya aşık oluyor. Aşkına da karşılık buluyor ve gizlice evleniyorlar. Ancak Desdemona’nın peşinden koşan Rodrigo ve yaverlik görevine terfi ettirilmeyen Iago, Othello’nun kuyusunu kazıyor ve Desdemona’nın babasına Othello’nun şereflerini lekelediğini söylüyorlar. Sonrasında kendisini ifade eden Othello suçsuz bulunuyor ve Kıbrıs’a sefere gönderiliyor. Ancak Iago ve Rodrigo kötü planlarını burada da sürdürmeye devam ediyorlar. İkinci komutan Cassio’yu hatasını telafi etmesi için Desdemona ile görüşmeye ikna eden Iago, Othello’nun da bu görüşmeye tanık olmasını sağlayarak kıskançlık fitilini ateşliyor. Othello’nun Desdemona’ya verdiği mendili de çalarak bunu da hain planının bir parçası olarak kullanıyor. Cassio ile Dedemona’nın arasında bir ilişki olduğundan şüphelenen Othello, Iago’nun oyununa gelerek kendi karısını öldürüyor. Sonrasında Iago’nun entrikalarının farkına varan Othello, Iago’ya saldırıyor ancak öldürmüyor. Hayatı boyunca devamlı acı çekmesini istiyor. Oyunun sonunda da Othello kendisini öldürüyor.

Kral Lear Özeti

William Shakespeare’nin yine önceki oyunları gibi Kral Lear da gerçek hayattaki hikayelerden esinlenerek yazılmış. Kral Leir adındaki halk masalından yararlandığı düşünülen Shakespeare, bu oyununda iki farklı trajediyi iç içe işleyerek anlatmıştır. Hem Gloucester ve oğullarının trajedisine hem de Kral Lear ve kızlarının trajedisini konu alan Kral Lear, iyi evlatların haksız yere cezalandırılması ve bununla süregelen trajedileri anlatıyor. Oyunun konusunu detaylarına kısaca geçmeden önce oyunun en etkili sahnelerinden birinden Kral Lear’ın tiradını paylaşalım: “Esin rüzgarlar, esin! Yanaklarınız çatlayıncaya kadar üfürün! Kudurun! Esin! Seller, boşanın! Kuleleri, tepelerindeki fırıldaklara kadar sulara gömün! Düşünce hızıyla bir an içinde çakıp sönen kükürtlü ateşler, meşeleri yaran yıldırımın öncüleri, alazlayın şu ak saçlı başımı! Siz de ey gökler, kainatı saran o korkunç gürlemelerinizle yamyassı edin şu yuvarlak dünyayı! Tabiatın insan döken kalıplarını paramparça edin; nankör insan üreten tohumları silip süpürün!…”

Oyunun konusuna gelince… İlk hikayede Kral Lear, yaşlandığı için topraklarını kızları arasında bölüştürmek istiyor. Ancak toprakları eşit ve adil bölüştürebilmek için üç kızını da sınava tabi tutuyor. Büyük ve ortanca kızları Regan ve Gonoril daha fazla toprak alabilmek için babalarının duymak isteyeceği methiyeleri düzüyorlar. Ancak küçük kız Cordelia süslü laflarla anlatamayacağına inandığından methiyelerde bulunmuyor. Bunun üzerine Lear, en sevdiği kızı olmasına rağmen Cordelia’yı evlatlıktan reddediyor ve onu savunmaya çalışan Kent kontunu da sürgüne gönderiyor. Toprakları bölüşen Regan ve Gonoril zamanla gerçek yüzlerini gösteriyor ve babalarının yetkisini kısıtlayarak ona bakmak istemediklerini söylüyorlar. Bunun üzerine Kral Lear deliriyor ve kalan birkaç askeriyle birlikte her iki kızından da uzaklaşıyor. Bu hikayeyle iç içe ilerleyen bir diğer hikayede de Gloucester’ın meşru oğlu Edgar ve gayrimeşru oğlu Edmund’ın arasında yaşananlar anlatılıyor. Edmund Edgar’ın ağzından yazdığı sahte mektuplarla babayla oğlun arasını bozuyor ve idareyi ele alıyor. Sonrasında Gloucester’ın Lear’a yardım etmesi de Edmund’ın babasına ihanet etmesine bir fırsat tanıyor. Babasının zor durumda olduğunu öğrenen Cordelia, babası için Britanya’ya yani ablalarına savaş açıyor. Savaş her ne kadar istedikleri gibi gitmese de sonunda Lear ve Cordelia barışıyor. Hikayenin diğer bölümü ise meşru oğlu Edgar’la buluşan Gloucester’ın mutluluktan ölümüyle sonuçlanıyor. Edmund hain ilan ediliyor ve intihar ederek ölüyor. Lear’ın kızları Regan ve Gonoril de Edmund’ı paylaşamayarak birbirlerini öldürüyorlar.

 

Bir Yaz Gecesi Rüyası Özeti

Bu oyun Shakespeare’nin erken dönem komedi oyunlarından biri. Oyunun ele aldığı ana temalar aşk ve karışık ilişkiler. Büyüklere özgü bir masal niteliğinde olan Bir Yaz Gecesi Rüyası, içerisinde cin ve peri masallarına ait motifleri de barındırıyor. Oyunda Hermia, Lysander, Helena ve Demetrius arasındaki aşk karmaşası işlenirken Shakespeare, toplumsal eleştirileri de oyunun içerisine yedirmekten geri kalmıyor. Bu eğlenceli ve hareketli oyuna oyunun muzip karakteri/perisi Puck’ın tiradıyla giriş yapalım: “Ben gecelerin adamıyım. Oberon’un bir gülümsemesi için yapmayacağım yoktur. Fasulyeleri lüpletmiş bir aygır görsem dayanamam, fingirdek bir kısrak olur alırım aklını başından. Kimi zaman da kızarmış bir yengeç kılığında dedikoducu bir cadalozun kasesine gizlenirim. Cadaloz kaseyi ağzına götürdü mü zıplarım dudaklarına. Sonrası çığlık kıyamet… Kimi zaman üç ayaklı bir tabure olurum ve berbat hikayenin en heyecanlı yerinde altından çekiliveririm. Kıçüstü oturdu mu başlar ağlamaya zırlamaya. Çanak kırıldı ya etraftakiler patlatır kahkahayı. Ve gülüp eğlenirler o güne kadar gülüp eğlenmedikleri kadar…”

Ana karakterlerimiz Hermia ve Lysander birbirlerini seviyorlar. Ancak Hermia’nın babası Egeus, kızına uygun adayın Demetrius olduğunu düşünüyor. Bunun üzerine Hermia Lysander ile birlikte kaçmaya karar veriyor. Hermia bu durumu yakın arkadaşı olan ve Demetrius’tan hoşlanan Helena’ya anlatıyor. Helena bu durumu üzülmemesi için Demetrius’a açınca ortalık karışıyor. Birbirlerinin peşinden giden bu dörtlü arasındaki ilişki Puck’ın hatası sonucu daha karmaşık bir hal alıyor. Bu sırada periler kralı Oberon ve periler kraliçesi Titania evlat edindikleri çocuk üzerine tartışmaya tutuluyor. Bu tartışmanın ortasında Helena Demetrius’a açılıyor ama reddediliyor. Bu durumu gören Oberon kızın durumuna üzülüp yardımcısı Puck’ı görevlendirerek aşk iksirini Demetrius’un gözüne sürmesini ve ilk gördüğü kişinin de bu kız olması gerektiğini söylüyor. Ancak Puck iksiri yanlışlıkla Lysander’e sürüyor ve Lysander uyandığında Helena’yı görüp ona aşık oluyor. Durumu düzeltmek isteyen Puck, Demetrius’un da gözüne iksiri sürüyor ve o da Helena’ya aşık oluyor. Oberon, karısından çocuğu alabilmek için aynı iksiri onun da gözüne sürülmesini istiyor. Tam bu sırada düğün hazırlıkları devam ederken birkaç esnaf bir tiyatro oyununu prova ediyor. Puck oyunculardan birinin kafasını eşek kafasıyla değiştiriyor. Bunu gören arkadaşları kaçmaya başlayınca uykusundan uyanan Titania, iksirinde etkisiyle eşek kafalı Bottom’a aşık oluyor. İstediğini elde eden Oberon da çocuğu aldıktan sonra ortalığın karıştığını fark ederek karısını eski haline çevirip ondan yardım istiyor. Titania da olaya şahit olan herkesi uykuya daldırıp gördükleri her şeyin bir rüya olduğunu zannetmelerini sağlıyor. Oyunun sonunda da Hermia ve Lysander’in evliliğine onay veriliyor.

Paylaş!